Hiç düşündünüz mü? Bir insan kendisinden çok uzaklarda, farklı hayatlarda yaşayan bir insanı neden çok sever ve neden ona hayranlık besler? Bir sporcu, bir sanatçı veya ekranda gördüğü bir yarışmacı ile nasıl bir bağ kurar? Neden onu kendisinden biri gibi görür, onunla yatar onunla kalkar, neden onun adına sosyal medyada fan sayfaları açar ve oradan avaz avaz bağırır ona olan sevgisini. Sabah uyandığında karşılaşacağı, selamlaşıp sarılacağı biri gibi hayal eder. Hatta onun gibi düşünmeye, onun gibi traş olmaya, onun gibi giyinip süslenmeye başlar hatta kendini onun avukatı ya da menajeri gibi görüp ona toz kondurtmaz!
Dün Türkan Şoray'ın, Kadir İnanır'ın, Maradona'nın posterlerini odalarının baş köşesine asılırken, bugün yeni nesil yıldızlar adına sosyal medyada fan sayfaları açılıyor. Devir değişiyor, şartlar ve mekanlar farklılaşıyor ama hayranlıklar hiç bitmiyor.
Beni takip edenler iyi bilir. Yaklaşık beş aydır televizyonda Survivor programını izliyor ve sosyal medya hesaplarımda yorumluyorum. Survivor, bir reality show programı olduğu kadar ayrıca bir yarışmalar programı. İzleyenler de bir yarışmacıyı ister istemez desteklemek zorunda kalıyor. Biz yapımız gereği, herkesin şampiyon adayı gördüğü yarışmacıları değil yine zor olanı seçip Sabriye Şengül'den yana taraf olduk. (Buraya gülücük gelecek)
Herhalde herkes güçlü olan daha popüler adayları destekler, bu kız orada sahipsiz kalır, (bizin Trabzonsporlular Acun sevgilerinden zaten izlemezler) diyerek bir kaç destekleyici tweet attım. Yazdığım tweetler hiç olmadığı kadar beğeni akınına uğradı. Meğerse benim gibi binlercesi varmış. Kendilerine SŞFC adını veren bu gençlerin arasında ne olduğumu anlamadan kaynayıp gittim. Sanırım benim adım da hayatımda ilk defa bir fan grubunın arasında geçiyordu. NOT: Ayrıca, beni VIP SŞFC yapmayanları buradan kınıyorum!
Bir Sabriye fanı'nın, neden bu kadar Sabriye'yi sevdiğini anlattığı bir muhteşem yazı;
Bugüne kadar yapılan bütün Survivorlar'ı izledim vakit buldukça. İzlemek keyif veriyor çünkü.
Bu sene de Survivor'ı ilk haftadan itibaren izlemeye başladım. Her sene sempati duyduğum yarışmacılar oluyor ama hayatımda ilk ve son kez biri için fan sayfası açtım, O da Sabriye Şengül oldu.
Dün Türkan Şoray'ın, Kadir İnanır'ın, Maradona'nın posterlerini odalarının baş köşesine asılırken, bugün yeni nesil yıldızlar adına sosyal medyada fan sayfaları açılıyor. Devir değişiyor, şartlar ve mekanlar farklılaşıyor ama hayranlıklar hiç bitmiyor.
Survivor Sabriye Şengül |
Beni takip edenler iyi bilir. Yaklaşık beş aydır televizyonda Survivor programını izliyor ve sosyal medya hesaplarımda yorumluyorum. Survivor, bir reality show programı olduğu kadar ayrıca bir yarışmalar programı. İzleyenler de bir yarışmacıyı ister istemez desteklemek zorunda kalıyor. Biz yapımız gereği, herkesin şampiyon adayı gördüğü yarışmacıları değil yine zor olanı seçip Sabriye Şengül'den yana taraf olduk. (Buraya gülücük gelecek)
Herhalde herkes güçlü olan daha popüler adayları destekler, bu kız orada sahipsiz kalır, (bizin Trabzonsporlular Acun sevgilerinden zaten izlemezler) diyerek bir kaç destekleyici tweet attım. Yazdığım tweetler hiç olmadığı kadar beğeni akınına uğradı. Meğerse benim gibi binlercesi varmış. Kendilerine SŞFC adını veren bu gençlerin arasında ne olduğumu anlamadan kaynayıp gittim. Sanırım benim adım da hayatımda ilk defa bir fan grubunın arasında geçiyordu. NOT: Ayrıca, beni VIP SŞFC yapmayanları buradan kınıyorum!
Bir Sabriye fanı'nın, neden bu kadar Sabriye'yi sevdiğini anlattığı bir muhteşem yazı;
Bugüne kadar yapılan bütün Survivorlar'ı izledim vakit buldukça. İzlemek keyif veriyor çünkü.
Bu sene de Survivor'ı ilk haftadan itibaren izlemeye başladım. Her sene sempati duyduğum yarışmacılar oluyor ama hayatımda ilk ve son kez biri için fan sayfası açtım, O da Sabriye Şengül oldu.
Geçen sene trafık kazasında kız kardeşimi kaybetmiştim ve onunda ismi Sabriye idi.
Bunun hüznüyle de tüm sosyal medya hesaplarımı kapatmış ve kendimi her şeyden soyutlamıştım.
Bu yılki Survivor kadrosu açıklanınca da isim olarak Sabriye'ye odaklandım doğal olarak. Her izleyişimde agresif ama aslıda pamuk gibi kalbi olan, kendini çok iyi ifade edemeyen ve gözyaşlarında hayatındaki yaşanmışlıkların da izi olan birini gördüm Sabriye'de. Ekranda her izleyişimde bu kız aslında şunu demek istiyor ama anlamıyorlar ya da günah keçisi yaratmak istiyorlar diyordum. Bir yandan da üniversiteki en önemli ve son senemdi ama dayanamayıp bu hesabı açmaya karar verdim ve sosyal medyaya geri döndüm. İyi ki de bu hesabı açmışım ve hiç pişman olmadm.
Sabriye'yi gerçekten çok sevdim.
Hatalarını görerek sevdim. Bir fan hesabı olmama rağmen yeri gelip yanlışlıklarını da yazarak sevdim. Televizyonda gördüğüm biri ilk defa beni bu kadar etkiledi. Yeri geldi ağladım, yeri geldi güldüm, yeri geldi yapılan olumsuz yorumlara sinirlendim üzüldüm ama çok keyf aldım. Hayata olan neşemi Sabriye sayesinde geri kazandım. Ekranda onu görmek, gülüşünü izlemek, şivesini dinlemek, kalbini okuyabilmek huzur ve mutluluk verdi bana. Uzun vadede spor hayatına mı devam eder yoksa başka kapılar mı açılır Allah bilir.
Sabriye saf iyi niyetli, biraz hassas kırılgan bir insan. En büyük temennim; o tertemiz kalbinin bir ömür boyu ekmeğini yemeye devam eder ve kimsenin kendisini kullanmasına izin vermez. Ve umarım ekranda ya da sosyal medyada sıkça görebiliriz kendisini, çünkü çok ama çok özleyeceğim.
Son olarak da;
Sabriye gülsün dünya gülsün
Bir insan neden bir başkasının fanı olur?
Hani yazıya başlarken bir şeyler sormuştum ya; o soruların bütün cevabını bu fan kitlesi sayesinde yaşayarak gördüm ve tüm yarışma boyunca bire bir şahit oldum. Anladım ki; bir insan en çok kendisine benzeyeni, kendisinden bir şey bulduğunu severmiş.
Bu yazıyı sosyal medyada hesabından paylaşmak ister misin? Haydi!
Bunun hüznüyle de tüm sosyal medya hesaplarımı kapatmış ve kendimi her şeyden soyutlamıştım.
Bu yılki Survivor kadrosu açıklanınca da isim olarak Sabriye'ye odaklandım doğal olarak. Her izleyişimde agresif ama aslıda pamuk gibi kalbi olan, kendini çok iyi ifade edemeyen ve gözyaşlarında hayatındaki yaşanmışlıkların da izi olan birini gördüm Sabriye'de. Ekranda her izleyişimde bu kız aslında şunu demek istiyor ama anlamıyorlar ya da günah keçisi yaratmak istiyorlar diyordum. Bir yandan da üniversiteki en önemli ve son senemdi ama dayanamayıp bu hesabı açmaya karar verdim ve sosyal medyaya geri döndüm. İyi ki de bu hesabı açmışım ve hiç pişman olmadm.
Sabriye'yi gerçekten çok sevdim.
Hatalarını görerek sevdim. Bir fan hesabı olmama rağmen yeri gelip yanlışlıklarını da yazarak sevdim. Televizyonda gördüğüm biri ilk defa beni bu kadar etkiledi. Yeri geldi ağladım, yeri geldi güldüm, yeri geldi yapılan olumsuz yorumlara sinirlendim üzüldüm ama çok keyf aldım. Hayata olan neşemi Sabriye sayesinde geri kazandım. Ekranda onu görmek, gülüşünü izlemek, şivesini dinlemek, kalbini okuyabilmek huzur ve mutluluk verdi bana. Uzun vadede spor hayatına mı devam eder yoksa başka kapılar mı açılır Allah bilir.
Sabriye saf iyi niyetli, biraz hassas kırılgan bir insan. En büyük temennim; o tertemiz kalbinin bir ömür boyu ekmeğini yemeye devam eder ve kimsenin kendisini kullanmasına izin vermez. Ve umarım ekranda ya da sosyal medyada sıkça görebiliriz kendisini, çünkü çok ama çok özleyeceğim.
Son olarak da;
Sabriye gülsün dünya gülsün
Bir insan neden bir başkasının fanı olur?
Hani yazıya başlarken bir şeyler sormuştum ya; o soruların bütün cevabını bu fan kitlesi sayesinde yaşayarak gördüm ve tüm yarışma boyunca bire bir şahit oldum. Anladım ki; bir insan en çok kendisine benzeyeni, kendisinden bir şey bulduğunu severmiş.
Bu yazıyı sosyal medyada hesabından paylaşmak ister misin? Haydi!