Hiç kimsenin sesi, hiç bir kurumun sözcüsü olmadan, İstanbul'da yaşayan sade bir vatandaş olarak; duygularımı, görüşlerimi, endişelerimi, sitemlerimi bazen de isyanımı Radikal Blog'da dile getirdim. Sesime karşılık olarak sövenler bazen de övenler oldu. Hepsine eyvallah!
Az önce aldığım habere göre; Radikal'in kapatılma kararı alınmış. Siyasi gelişmelere, gücün böğürerek yankılanan seslerine bakarak endişelerim vardı ama yine de belki direnirler diye düşünüyordum. Olmadı...
Türkiye'nin ilk dijital gazetesi Radikal kapatıldı. Dolayısıyla, Radikal blog da...
Radikal'i herkes yazar, yorum yapar elbette ama ben size Radikal'in üvey evlatları olan blog yazarlarından bahsetmek istiyorum.
Radikal'i herkes yazar, yorum yapar elbette ama ben size Radikal'in üvey evlatları olan blog yazarlarından bahsetmek istiyorum.
Radikal Blog 'un yaklaşık 10 bin blog yazarı var ve her gün yüzlerce yazı yayınlanıyor. O onbinlerce blog yazarı artık sesini buradan duyuramayacak. Çok üzücü. Şuan benimle birlikte, diğer haber sitelerinden gazetenin kapatıldığını öğrenen, çoğunu tanımadığınız ama yazılarını bir yerlerde görüp okuduğunuz binlerce yazar arkadaş. Şaşkın, üzgün ve bir o kadar da sinirli.
Sesimizi kıstılar!
Radikal blog maceram buraya kadarmış.
Ben Radikal'i çok sevmiş, kendi yerim bilmiştim. Radikal blog, onlarca arkadaşımın, sayısını bilmediğim kadar çok dostumun olmasına vesile olan bir yerdi. Elbette dostluklar devam eder ve elbette bir yerlerde buluşur, hep birlikte ses olmaya devam ederiz. Elbette susmayacağız. Sesimizi kısmaya çalışanlara karşı daha şevkle, daha heyecanla daha da inatla. Söyleyecek sözü olana internet denen koca bir derya var ve her halukarda Bize her yer Trabzon.
Bugüne kadar bizi okuyan, yazmaya teşvik eden, içeriklerimizi paylaşan herkese sonsuz teşekkürler. Merhaba diyerek başladığım yazımı elveda değil görüşmek üzere diyerek sonlandırıyorum.