Forumlar, studentSN, Friendfeed, Facebook derken en son Twitter'a kapağı attık.
Yazdık çizdik.
Yazdıkça hep daha fazla yazasımız geldi.
Cıvıldaştık.
Önce çevremizdekilerle takipleştik. Sonra takip edeni takip ettik..
100, 200, 500, 1000 takipçi derken kimler olduğundan ziyade sayılara takıldık.
Yetmedi, takipçi satın aldık. Çok kişiyi takip edip sayfa akışını takip edemeyince takipten çıkmak için bahane kolladık.
Yazdığımız bir tweet'e mention gelse de cevaplasak derken kim yazmış ona göre cevap vereyim demeye başladık. Az takipçisi olan biriyse görmemezlikten geldik. Havalandık.
Televizyon,sinema, basın, spor dünyasının ünlü isimleri geldi. Onları da takip ettik.
Onlara ulaşmak kolay olunca daha da gaza geldik. Cevap alamayınca da zaten ben onu hiç sevmiyordum deyip uzaktan açığını arayıp laf sokmaya başladık. Bir çoğundan blok yedik.
Futbol takımları ve taraftar grupları geldi ardından. Hemen rengimizi belli ettik.
Takip edeni takip edenden çıkıp profil resimlerindeki forma rengine göre takipleşmeye başladık.Bizden olmayanları yok sayıp alay ettik.
Güldük eğlendik.
Ve sonunda korkulan oldu.
Siyasetçiler twitter'i keşfetti. Taraf olmayan bitaraf olur diye kutuplaştıkça kutuplaştık. Dün kahkalarla gülüştüklerimize ters ters bakmaya başladık. Hiç beklemediğimiz insanların aslında bir siyasi uzman olduğunu gördük. Dayanamadık blokladık.
Şimdi mi?
24 saat siyaset konuşuyor bunun dışında konuşanları mumla arıyoruz.
Bıktıkça bıkıyoruz.
Sıkıldıkça sıkılıyoruz.
Huzur mu?
O hiç yok.
Ha derseniz ki, twitter zaten buydu. Sen olayı hiç anlamamışsın.
Zaten çok anlayanlar yüzünden bu hale gelmedik mi?
vs. vs.
Galiba, twitter iyi de çevresi kötü..