Daha dün gibi gözümün önünden geçiyor savcılık çıkışında M.Ali Aydınlar'ın sözleri. Durum vahimdi. Ligin bir ay ertelenerek başlaması ve bazı takımların küme düşürüleceği nedeniyle özellikle yayıncı kuruluşun zararını karşılamak amacıyla play-off uygulamasına geçilişi.
Şike kararını verecek olanlar istifa etti. Ardından muhteşem Süleyman edasıyla göreve gelen Yıldırım Demirören akla hayale gelmeyecek muhteşem çözümlemeleri ile şikeyi kendimize yakışır şekilde halının
altına süpürdü.
Ortada ne şike kaldı nede şikeci.
Lig olağan şekilde devam etti ve 34. haftanın sonunda; Galatasaray, Fenerbahçe, Trabzonspor, Beşiktaş play-off'a kaldı. Sezon başında düzeni iyi bilenlerinde tahmin ettiği gibi bir sıralamaydı bu. 4 büyükler yarışacak, şike konusu unutturulup millet futbola doyuralacaktı.
Bir ay boyunca her hafta iki derbi maçı oynandı. Bir iki maç dışında güzel futbol izleyemedik. Bir sezon boyunca taraftarlar arasında oluşan nefret söylemleri daha da arttı. Taraftarlar sahaya yabancı maddeler attı, hızını alamayanlar sahaya atladı. Başkanlar soyunma odasına girdi. Takımlar stadlardan zor çıktı. Terör eylemlerinin silahı biber gazı taraftarlara sıkıldı. Polis arabaları, belediye otobüsleri, durakları yakıldı yıkıldı. Taraftarlar ile polis arasında savaş meydanlarını andıran görüntüler oluştu. Siyasetci, gazeteci, sanatcı birbirlerine karşı söz düellosuna girdi. Kelli felli adamlar akıllara zarar taraf olduklarını gösterdiler. Küfürler havada uçuştu. Sonunda Başbakan bile isyan etti trübünlerde yaşananlara. İnsanlar yıllardır oy verdikleri partilerin başkanlarına, milletvekillerine verdi veriştirdiler.
Play-off diye başlayan sonra adına süper final denen uygulama sonunda başladığı gibi bitti. 1-Galatasaray, 2.Fenerbahçe, 3.Trabzonspor, 4- Beşiktaş oldu. Yani değişen hiç bir şey yok.
Kuluplerin aldıkları cezaların haddi hesabı yok. Fenerbahçe 6 maç, Trabzonspor 4 maç seyircisiz oynama cezası aldı. Kuluplere ve futbol adamlarına yüzbinlerce lira ceza verildi. Aralarında Şenol Güneş, Burak Yılmaz gibi isimler yeni sezona 3 maç cezalı olarak girecek. Bir taraftar tutuklandı. Aklıma gelmeyen başka bir çok cezalar verildi.
Şimdi bu tabloya baktığımızda kulüpler kaybetti, spor adamları kaybetti, taraftar kaybetti. Süper finalin tek kazananı yayıncı kuruluş oldu. Tek yayıncı kuruluş kazansın diye bu kadar maceraya gerek var mıydı?
Her şeyi kurgulandığı gibi başlayıp biten süper finalin ardından yine kaldığımız şike davası ile devam edeceğiz. Ortada ki belirsizlikler hala devam ediyor. Tff ve kurullarının verdiği şike kararları ve ardından futbolun asıl patronu Uefa ve Fifa'da gözlerimiz. Bakalım halının altına süpürülen o pislikler günyüzüne nasıl çıkacak.
Asıl kurgu şimdi başlıyor. İzlemeye devam...