Yarın Türk futbolunun tarihi günlerinden birisi yaşanacak. Tarih derken yanlış anlaşılmasın aslında utanç günü demek daha doğru.
Emniyet ve savcılığın iddiasına göre birileri maçlardan önce şike yapıp, teşvik verdiler. Yine mahkemeye göre birileri şike ve teşvik iddiaları nedeniyle tutuklandı veya tutuksız yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Olay mahkemeler tarafından er yada geç aydınlanacak. Hukuk yönü uzun bir süreç ve ne zaman karara baglanır tahmin etmek çok güç. Futbol kısmı ise hukuku bekleyemez. Zaten Futbol Federasyonu Başkanı M.Ali Aydınlar etik kurulu raporuna göre karar vereceğiz hukuki süreci bekleyemeyiz demişti.
Savcılık tarafından hazırlanan ve şike ve teşvik iddialarını gösteren ilgili tapeler sonucunda oluşan etik kurulu raporu Prof.Dr. Oguz Atalay'ın imzası ile futbol federasyonuna sunuldu.
Bu rapora göre;
Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'ın 5 maçta şike, 1 maçta teşvik primi, 5 maçta teşvik primi teşebbüsü ve 1 maçta da şike teşebbüsü faaliyetlerinde bulunduğu, Trabzonspor Başkanı Sadri Şener ve Nevzat Şakar'la ilgili ise delil olmadığı, Beşiktaş'ın İ.B.B. ile oynadıgı Türkiye kupası maçında şike yapmadıgı ileri sürülüyor.
Ayrıca İlhan Ekşioğlu, Mecnun Odyakmaz, Ahmet Çelebi, Bülent İşcen, Abdullah Başak, Yusuf Turanlı, Korcan Çelikay, Fatih Akbaba, Tamer Yelkovan'ın şike yaptığının tespit edildiği yazıyor.
Yine bu rapora göre;
Fenerbahçe'nin geçen sezonun ikinci yarısında oynadığı; Gençlerbirliği, Eskişehir, İ.B.B., Ankaragücü, Sivasspor maçlarında şike yaptığı belirtildi. Şampiyonlukta yarıştığı Trabzonspor'un rakipleri Manisa, Buca, Gençlerbirliği, Bursa, Eskişehir, İ.B.B'ye teşvik verdiği, Buca, Ankaragücü, Karabük maçlarına ise teşvik teşebüsünde bulundugu rapor ediliyor.
Her ne kadar saklasalarda Sabah gazetesinin raporu halka sunması rahatsız etti beyleri. Sabah gazetesine ayrıca gazetecilik başarısı için teşekkür etmek lazım.
Özerk futbol federasyonu için bu rapora göre karar vermesi ve uygulaması yeterli olmasına rağmen bizim gibi sözde ileri demokrasi ülkesinde yetmedi. Raporun ucu ağır abilere dokunduğunu gören memleketimin hükümeti, parlemantosu, federasyonu, medyası aklınıza kim gelirse tutuştular. İlk iş olarak şikeye ağır cezalar getiren 6222 sayılı yasaya hemen müdahele edip şikeyi suç olmaktan çıkarıp hapis cezalarıının önünü kestiler. Hukukü yönü halledildikten sonra spor hukukuna sıra geldi. Başbakan, spor bakanı, federasyon başkanı, kulüpler birliği plan üstüne plan yapmaya başladılar. Gizli toplantıların, pazarlıkların ardı arkası kesilmedi. Yine anlatılanlara göre Avrupa futbolunun patronu Uefa ile anlaşma sağlandı.
Yarın bir defaya mahsus gibi ahlak dışı bir uygulamayı futbolun patronlarının onayına sunacaklar. Büyük ihtiamalle kabul edilecek ve küme düşürülmesi kesin olan kulüpler liğde tutulup eksi puan uygulaması için yola devam edecekler... Yazık...
Oysa ki;
Madem bu olayların bir numarası olan Fenerbahçe'ye ceza veremiyorsunuz, verdiğiniz hiç bir cezayı zaten kabul etmiyorlar daha kolay bir yol seçebilirdiniz.
Alan suçlu ise satan suçsuz mu?
Etik kurulu raporuna göre Fenerbahçe'nin şike ve teşvik yaptıgı iddia edilen maçlardaki rakiplerini cezalandırsaydınız. Sonuçta birisi para vermişse diğeride parayı almış. Fenerbahçe zorla vermedi ya parayı. Severek aldılar ve yediler. Para veren belli ve dokunulmazlığı var. Fakat alanlara rahatlıkla dokunabilirsiniz. Zaten onların seside pek çıkmaz, medya onları savunmazdı.Kimse yanlışlarına doğru demezdi. Savunmak için akla hayale gelmeyen taktiklere girmezlerdi. Başbakanın, federasyonunuzun kapısını aşındıracak medya mensubu eski futblcularıda yokdu. Eskişehir, Gençlerbirliği, İbb, Ankaragücü, Sivas'ı düşürseniz kimin umrunda olurdu. Üstüne Fenerahçe'ye bir de plaket ve bol sıfırlı bir ödül çeki verirdiniz. Onların saysesinde maç satanları yakaladık diye. Tertemiz liginize devam ederdiniz.
Bu değişiklikle aslında kurtarılan Fenerbahçe değil. Maçları satanlar... Fenerbahçe düşer, düştüğü yerden rahatlıkla kalkardı. Ya diğerleri. Düşen bir Sivas, Gençlerbirliği, İbb gibi takımlar bir daha asla buralara gelemezlerdi. Belliydi zaten Cavcav bey'in ilk günden beri neden ciyak ciyak bagırdıgı.
Ha siz derseniz ki kimse ceza almasın abi, kardeş oynamaya devam etsinler, şike serbest olsun. Ona da ben ne diyeyim ki. Vicdanızın kaç kilo çektiğini hesaplamam zor.
Yarın yapılacak genel kurulu umarım televizyonlar canlı yayınlanır ve kimin ne istediğini herkes görür.
Bir futbolsever olarak yönetenlerimizden umudumu kestim, aylardır yazmaktan, okumaktan yoruldum. Size ve yapacaklarınıza diyecek sözüm kalmadı.
Fotomaç yazarı Olcay Çakır'ın sosyal medyada sık sık kullandıgı bir terimle bu yazıyı sonlandıralım... 'Bir daha gel be Cenevre'den.'