3 Temmuz 2011 tarihinde futbol camiasına bomba gibi düşen şike soruşturması ve ardından yaşanan gelişmeleri yakınen takip ettik.
Yeni seçilen ve daha ne oldugunu anlamadan olayların içinde kendisini futbol federasyonu yönetiminin şaşkınlığı, aldığı, alamadığı kararlar hep tartışıldı.
Yaşanan şike gündeminine bir karar veremeyip hep öteleme yolunu seçtiler. Daha ne kadar öteleyebilecekler bunu kendileri dahi kestiremiyor. Geçen sezondan kapanması gereken hesaplar hep eksik, yarım yamalak. Şike soruşturmasında detaya girmeden başta Futbol federasyonu ve bazı medya gruplarının hep konuşulmasını istediği futbola bir şeyler yazmak istiyorum.
Keşke sadece futbol konuşabilseydik...
Futbol federasyonu olağan zamanından bir ay geçikmeli olarak ve de dünyanın futbol yönünden gelişmiş hiç bir ülkesinde olmayan play-off sistemi ile süper lige 18 takımla başladı. Tarihimizde hiç olmadık şekilde 3 günde bir maç oynamaya başladık. Takımlarımız oynanan bir maçın daha kritiğini yapmadan bir başka maç için deplesman yollarına düştüler. Üstüne birde Avrupa kupalarında ülkemizi temsil eden takımlarımızın maçlarını eklersek nerdeyse her gün maç vardı. Hatta fikstür planlamasını yaparken bir güne hem Şampiyonlar ligi hem süper lig maçı koydular. Neyse ki hatalarını anlayıp süper lig maçını erteleyip başka bir araya sıkıştırdılar.
Kimileri maçları, kimileri hukuk sistemini, kimileri tutuklu futbol adamlarını, kimileri futbolda olmaması gereken siyaset adamlarını konuşarak tüketti koskoca bir sezonunu kısa bir dönemde.
xxxxx
Anne babalar, çocuklarını fast food yiyeceklerden hep uzak durmasını isterler. Ayak üstü hızlı tüketmenin zararlarından bahsederler. Fast food yiyecekle karın doyar ama ruh doymaz. Sağlıksızdır.
Türk futbolu da aynen fast food yiyecekler gibi hızlı hızlı, tatsız tuzsuz, sağlıksız bir şekilde tüketildi. Maçlar oynandı ama futbola doyamadık. Sindire sindire galibiyetin sevincini, mağlubiyetin üzüntüsünü yaşayamadık.
Ne gözümüz ne de gönlümüz doydu futbola. Allah'tan Avrupa kupalarında ki temsilcilerimiz Trabzonspor ve Beşiktaş'ın güzel maçlar çıkarıp Avrupa sahnesinde yollarına devam ederek birazcık tat kattılar sofradaki aşımıza.
Spor toto süper ligi ilk yarısı yandaki puan cetvelinde görüldüğü gibi şekillendi.
Sezon sonu 4 büyüklerin neler yapacağı ve ligin nasıl şekilleneceğini ikinci sezonda hep birlikte göreceğiz.
Galatasaray'da işler iyi gidiyor. Şuan lider durumdalar.
Fenerbahçe'de zor sürece rağmen iyi puan topladı. Beşiktaş ve Trabzonspor maç takvimin sıkışıklığı ve yorgunlugunu atarsa sezonu ilk dörtte bitirip yeni oyuncağımız play-off a kalacaklarını düşünüyorum. Fakat play-off'a hangi puanla girecekler, nasıl sonuç alacaklar, kimlerin canı yanacak bunları kestirmek çok zor.
Koskoca ilk yarının sonunda futboldan ne anladınız derseniz kokoca bir hiç. Yedik, içtik çok şükür. İçimiz dışımız futbol oldu. Midemiz doydu mu ? belki. Futbol zevkimiz? asla...
Aynı sıkıntılarla hiç ara vermeden 10 gün sonra yeni sezona başlayacağız. Yine şikeyi, yine mahkemeleri, yine federasyonu konuşacağız. Futbol mu? Basiretsiz yönetimlerin olduğu yerde hiç bir şey beklemiyorum.
Sadece SAHADA oyanyanların konuşulduğu günlerde futbol yazmak ümidiyle, saglıcakla kalınız...
Yeni seçilen ve daha ne oldugunu anlamadan olayların içinde kendisini futbol federasyonu yönetiminin şaşkınlığı, aldığı, alamadığı kararlar hep tartışıldı.
Yaşanan şike gündeminine bir karar veremeyip hep öteleme yolunu seçtiler. Daha ne kadar öteleyebilecekler bunu kendileri dahi kestiremiyor. Geçen sezondan kapanması gereken hesaplar hep eksik, yarım yamalak. Şike soruşturmasında detaya girmeden başta Futbol federasyonu ve bazı medya gruplarının hep konuşulmasını istediği futbola bir şeyler yazmak istiyorum.
Keşke sadece futbol konuşabilseydik...
Futbol federasyonu olağan zamanından bir ay geçikmeli olarak ve de dünyanın futbol yönünden gelişmiş hiç bir ülkesinde olmayan play-off sistemi ile süper lige 18 takımla başladı. Tarihimizde hiç olmadık şekilde 3 günde bir maç oynamaya başladık. Takımlarımız oynanan bir maçın daha kritiğini yapmadan bir başka maç için deplesman yollarına düştüler. Üstüne birde Avrupa kupalarında ülkemizi temsil eden takımlarımızın maçlarını eklersek nerdeyse her gün maç vardı. Hatta fikstür planlamasını yaparken bir güne hem Şampiyonlar ligi hem süper lig maçı koydular. Neyse ki hatalarını anlayıp süper lig maçını erteleyip başka bir araya sıkıştırdılar.
Kimileri maçları, kimileri hukuk sistemini, kimileri tutuklu futbol adamlarını, kimileri futbolda olmaması gereken siyaset adamlarını konuşarak tüketti koskoca bir sezonunu kısa bir dönemde.
xxxxx
Anne babalar, çocuklarını fast food yiyeceklerden hep uzak durmasını isterler. Ayak üstü hızlı tüketmenin zararlarından bahsederler. Fast food yiyecekle karın doyar ama ruh doymaz. Sağlıksızdır.
Türk futbolu da aynen fast food yiyecekler gibi hızlı hızlı, tatsız tuzsuz, sağlıksız bir şekilde tüketildi. Maçlar oynandı ama futbola doyamadık. Sindire sindire galibiyetin sevincini, mağlubiyetin üzüntüsünü yaşayamadık.
Ne gözümüz ne de gönlümüz doydu futbola. Allah'tan Avrupa kupalarında ki temsilcilerimiz Trabzonspor ve Beşiktaş'ın güzel maçlar çıkarıp Avrupa sahnesinde yollarına devam ederek birazcık tat kattılar sofradaki aşımıza.
Spor toto süper ligi ilk yarısı yandaki puan cetvelinde görüldüğü gibi şekillendi.
Sezon sonu 4 büyüklerin neler yapacağı ve ligin nasıl şekilleneceğini ikinci sezonda hep birlikte göreceğiz.
Galatasaray'da işler iyi gidiyor. Şuan lider durumdalar.
Fenerbahçe'de zor sürece rağmen iyi puan topladı. Beşiktaş ve Trabzonspor maç takvimin sıkışıklığı ve yorgunlugunu atarsa sezonu ilk dörtte bitirip yeni oyuncağımız play-off a kalacaklarını düşünüyorum. Fakat play-off'a hangi puanla girecekler, nasıl sonuç alacaklar, kimlerin canı yanacak bunları kestirmek çok zor.
Koskoca ilk yarının sonunda futboldan ne anladınız derseniz kokoca bir hiç. Yedik, içtik çok şükür. İçimiz dışımız futbol oldu. Midemiz doydu mu ? belki. Futbol zevkimiz? asla...
Aynı sıkıntılarla hiç ara vermeden 10 gün sonra yeni sezona başlayacağız. Yine şikeyi, yine mahkemeleri, yine federasyonu konuşacağız. Futbol mu? Basiretsiz yönetimlerin olduğu yerde hiç bir şey beklemiyorum.
Sadece SAHADA oyanyanların konuşulduğu günlerde futbol yazmak ümidiyle, saglıcakla kalınız...